Define Nedir?
Define, toprak altına saklanmış madeni para, külçe altın, gümüş ve kıymetli eşya olarak nitelendirilebilir.
Çeşitli
hukuklar, tarihi gelişim içinde yeraltı madenleri ve define hakkında
hükümler koymuştur. Feodal dönemlerde Avrupa ülkelerinde, memleketin
tek sahibi krallardı. Dolayısıyla defineler de onların olurdu. Bugün
de çeşitli Avrupa ülkelerinde define bulan, yetkili kuruma haber vermek
zorundadır. El koyma amacı olmadığı sürece saklanması ağır bir suç
sayılmaz. Fakat gerçekte defineyi bulanın bunu yanında bırakmasına
genellikle izin verilir.
Yasalarımızdaki define tarifi:
"Bulunmalarından
çok zaman evvel gömülmüş veya saklanmış olduğu ve artık sahibi
bulunmadığı muhakkak görülen kıymetli şeyler define addolunur. Define,
içine gömüldüğü veya saklandığı gayrimenkul veya menkulun sahibinin
mülkü olur. İlmi bir kıymeti haiz eşyaya ait hükümler mahfuzdur. "
Defineyi keşfeden kıymetinin yarısını, tecavüz etmemek üzere hakkaniyete muvafık bir ikramiye talep edebilir.
İslam hukukunda defineler üç kısımdır:
1.
İslami bir işaret taşıyan defineler. Bunlar; bulunan ve sahibi belli
olmayan mal hükmündedir. Sahibi çıkmayacağı anlaşılırsa devlet
hazinesine; devlet hazinesi yoksa zengin ise fakir olan annesine,
babasına verebilir. Fakir ise kendisi kullanabilir.
2.
İslamiyet'ten önceki devre ait bir işaret taşıyan defineler. Ganimet
gibi beşte biri devlet hazinesine, kalanı arazi sahibine; arazi sahipli
değilse, bulana ait olur. İmam-ı Ebu Yusuf'a göre ise kalanı bulanın
olur.
3. Herhangi bir işaret taşımayan defineler. Bazı
alimler, bunun 1. kısmın hükmüne, bazıları ise, 2. kısmın hükmüne
girdiğini bildirmiştir.
Defineci
DEFİNECİ: Önceden
saklanmış hazineleri bulmaya çalışan insandır. Bu işin başarılması için
mutlaka bir eğitim alması gerekir, eğitimsiz defineci yarardan çok
zarar verecektir. Bilinçsiz defineci neyi nerede ve nasıl arayacağını
bilmez.
Eğitimsiz bir defineci, aynı zamanda iflah olmaz bir
hastalığın bir umut sevdasının aşığıdır. Definecinin eğitim alacak bir
kurumu yoktur. Bu itibarla kulaktan kulağa dolaşan rivayetlere göre
hareket etmektedir. Bu nedenle dedektör satıcılarının, medyumların,
cincilerin ekmek tenkisi halindedirler.
Önemli: Yoğun teknoloji
ve bilginin kullanıldığı çağımızda, muhtelif hurafelerle yola koyulmak
akıl kârı değildir. Definecinin ve Arkeologun ana kaynağı arazidir.
Definecinin
sorunlarının başında eğitim sorunu gelmektedir. Bu soruna devletimizin
el atması şu an itibariyle mümkün gözükmemektedir. O zaman bu sorunu
nasıl aşacağız. Gelişmiş teknoloji sayesinde yazarak,
yazdıklarını,tecrübelerini paylaşarak klasik anlayışta, yapıda
kurtulabilir. Yardımlaşarak eğitim sorununu hal edebilirler.
1- Sözü doğru olmalıdır.
2- Tecrübelerini paylaşma işini bir görev saymalı
3- Çözemediği izleri korumalı, kırmamalıdır.
4- Yasal sınırları aşmamalı, kaçak kazı yapmamalıdır.
5- Tarihi bilgisi üst seviyede olmalı.
6- Bu alanda kullanacağı teknolojiyi iyi tanımlıdır.
7- Nefsine düşkün tamahkâr olmamalıdır.
8- Definecilik bir geçim kaynağı olarak görmemeli. Bir hobi şeklinde yapmalıdır.
9- Tarihi izleri korumalı,
10- Defineci bir arkeolog kadar bilgili ve becerikli olmalıdır.
11- Yapacağı işleri bir plan dahilinde yapmalıdır.
12- Her bulduğu veriyi kayıt etmeli, sonrada yorumlamalıdır.
13- Hurafelerle yola çıkmamalı Mutlaka yüzeysel bulgularla işe başlamalı.
İşaret Nedir?
İŞARET
(Epigrafi) = Bir tür şifreleme yöntemidir. Sakladığı varlıkları,
değerleri herhangi bir tehlikeye karşı korumak ve sonrada gelip almaya
yarayan şifreleme düzeneği ile birlikte bir çeşit anlatım ve bir
dildir. Bunlar oyma kabartma ve boyalama şeklinde günümüze kadar
ulaşmıştır. Kayalara yapılan her figürün motifin mutlaka bir anlamı
vardır. Anlamsız manasız hiç bir emek sarf edilemez. Ancak her kaya
damgası da define için değildir. Direkt gömünün işareti olmaz. Bunu
unutmayalım.
Kaya damgaları mutlaka bize bir şey söylüyordur,
yapım amacıda bu olmalı, örneğin kayalarda çoğunlukta gözüken yuvarlak
oymalar mezarı işaret eder, bu oymanın yapılış amacı; Mezarın yanında ki
kayaya oyularak içine yağ dökülüp yakılıyordu, Bu günkü mezarların
üstünde yakılan mumlar gibi biz buna mumyalık desek daha mantıklı
olacak. kare veya dikdörtgen oymalarda aynıdır. Bir ok yön için
kullanılmıştır. Özetleyecek olursak her figür ancak özellikleri ile
okunur. Örnek verecek olursak bir buğday başağı berekettir, bereketi
sembolize etmişlerdir, direkt defineyi değil.
Her kaya damgası define olamayacağı kesindir. Buna göre bunları biz bir kategoriye ayrılarım
1- Devlet ve yöneticilerine ait damgalar. devleti ve devlet adamalarının makamlarını ve devlet sınırlarını sembolize eder
2- Dini kurum ve din adamlarına ait damgalar. Dini ve din adamını sembolize eder
3- Kavimlere (aşiret) ait damgalar. Kavmi sembolize eder
4- Şahısa ait damgalar. Şahısı sembolize eder.
5- Süsleme sanatı. Sadece sanat içindir.
İşaret Nasıl Çözülür?
Antik
Dönem toplumlarda sık sık yapılan savaşlar, ani baskınlar, çete ve
eşkıya soygunlarına karşı insanlar ellindeki muhtelif değerleri korumak
amacıyla saklama ihtiyacı duymuşlardır, hatta günümüz insanların kısmen
uyguladıkları alışkanlıklardır. Gömü işleri ve düzenekler genelde taş
ustaları, sert cisimlere şekil vermekte usta insanlar (heykel tıraşlar)
tarafından yaptırılırdı.
Bir gömüye neden işaretleme düzeneğine
ihtiyaç duyuldu? Bu sorunun cevabındaki genel mantık şöyledir. Gömü
başta güvenlik nedeni ile yapılırdı, gömen insan ihtiyaç duyduğu an
gelip kolay bulacak, kolay kazacak ve gömü yerini kendisinde başka
kimseler bilmeyecek, kendisi almadan ölürse gömüyü neslinde dininde
ırkında biri gelip bulsun alsın gibi mantığı yatmaktadır. Gömerken
saklarken bile emniyet tedbirleri söz konusudur.
Figürler Nasıl Çözülür?
Yıllardan beri gelen tecrübeler gömülerin çoğunun kayaların içi oyularak kaya içine sakladıklarını göstermektedir.
İnsanlar yaşadıkları topraklar üzerinde sürekli bir takım izler bırakırlar ve bırakmaya da devam etmektedirler.
İşaret
çözmede önce ihtiyaç duyulan şey; görülen rastlanılan figürün define
olup olmadığıdır, kayalar üzerine yapılan bir takım şekiller iş olsun
diye yapılmamıştır bunların birer amacı vardır, bunlar içinde dini
sembolize eden, kabileyi sembolize eden, yerel beyi sembolize eden
kralları sembolize eden ırkları sembolize eden bir takım kaya damgaları
kullanılmıştır, gömü işaretlerini bunlarda ayırt edebilmek için eski
insanların davranışlarını dinlerini gelenek ve göreneklerini çok iyi
bilmek gerekir. Her işaret define değildir.
Gömü işareti bir
alfabe bir matematik kuralı dahilinde inşa edilmişlerdir. Bu nedenle
gömü işaretleri zincirleme birden fazla olmalıdır.
işaretlerden
uygulanan genel mantık; gömünün işarete olan uzaklığı, derinliği bazen
miktarı bazen de saklama biçimi şeklinde alfabetik ve matematiksel bir
mantık hakimdir.
İşaretleri çözerken aşağıdaki sorulara cevap aramalıyız.
1- Gömü var mı?
2-Nerede?
3-Ne kadar uzaklıkta?
4-Hangi yönde ?
5-Ne kadar derinlikte
6- gömünün saklandığı mekanın şekli nasıldır?
bu açıklamalarda sonra sorularınıza aşağıdaki gibi davranarak cevap bulmamız lazım.
1- Her işaretin bir dili vardır bu dil işaretin oluşturan şekillerin özellikleridir.
Örneğin
bir kaya üzerine çöreklenmiş oyma bir yılan olsun, önce yılanın
özelliklerini sıralayarak çözmeye çalışalım, Yılanın özelliklerinde bir
tehlike anında karanlık kuytu bir yere kaçar bu yer ya bir deliktir yada
bir kaya altıdır, yılanın duruşu hareketsiz çöreklenmiş sabit başka hiç
bir emare yok o zaman yılanın bulunduğu kayanın altına bakmamız lazım,
yılanın diğer bir özelliği savunma silahı zehirdir. o zaman gömüde
tuzak olabilir düşüncesi ile yaklaşmalıyız,
2- İşareti kullanan toplum hakkında sosyoekonomik yönde inanç yönünde bilgi toplamak
3-İşaretli
kayanın etrafında çevresinde yüzey araştırması yapmak, insan tarafında
müdahale edilen bu katmanları keşfetmek okumak bir çok kez insana nokta
buluşu sağlar. Çevresinde dikili birbirine yaslatılmış kayalar, tümsek,
çukur gibi izleri aramamız lazım
4- bu bilgilerden sonra yinede
işareti çözemedik diyorsanız bu konulardan tecrübe edinmiş insanlardan
yardım isteyiniz. İşaretleri koruyunuz kırmayınız kırana müdahale
ediniz,
Define kazıları ameliyata benzer, işin ehli bir cerrah ameliyattan önce gereken tüm tahlilleri yapar.
Define Nerede ve Nasıl Aranır?
Definecilik
gibi eğitim veren bir kurumun olmamayışı bir çok uyanık insanların
iştahını kabartmış, Definecilerin zaaf noktalarından faydalanılarak
kocaman sektörler meydana getirilmiştir. İnsanımızın gözünün içine baka
baka yalancılık, dolandırıcılık hat sefaya gelmiştir. Günümüzde bu işi
sıkılmadan utanmadan reklamlara başladılar.
Değerli arkadaşlar
şunu kesinlikle unutmayınız. Hiç bir insan elindeki değerleri bir yere
gömüp yanı başındaki kayaya ve ya kayalara bir çentik yada bir figür
koyup; EY! millet ben buraya gömü yaptım deme mantıksızlığı içerisinde
değildir. Arazide karşılaştığımız kayalar üzerinde gördüğümüz bir çok
figürler mevcuttur, bunlar bire bir gömü için yapılmamıştır. Bunların
bir çoğu mezarlardır, bazıları kabile veya kavimlere ait nişanelerdir,
kaya mühürleridir, bir takım figürler sınır taşlarıdır v. s.
Önemli:
Define sadece çil çil altınlardan oluşmaz, bir yazılı toprak tablet,
bir figürlü vazo, bir yazılı kaya parçası v. s eser ve objeler kilolarca
altın değerinden olduğunu unutmamalıyız, tahrip etmekten şiddetle
kaçınmalıyız.
Defineci, gündönümü yani 21 haziran gönü doğaya
çıplak göz ile izlemeye çalışması profesyonel defineciliğin gereğidir.
Çünkü bu gündönümü gömünün atlar gibi bitkiler üzerinde etki edip
sarartacaktır. İkinci gözlem dönemi rüzgarsız lapa lapa yağan kar
zamanında doğayı gözlemlemektir. Gerçekten yer altında bulunan muhtelif
metallerin otları sararttığı, kar yağışı esnasında karı erittiği
çevresine göre karı geç tutup erken erittiği görülecektir. Bir başka
gözlem yolu; kazılan toprak üzerinde ne kadar zaman geçerse geçsin
mutlaka orijinal tabakaya göre yumuşak duracak birde üzerinde yetişen ot
gibi bitki türlerinin boyu farklı ve kökleri kalın olacaktır. Bu
gözlemler defineciyi ulaşmasında ciddi şekilde götürecektir.
Mezarlık
alanlarında bitki örtüsü boyu çok yüksek sığ olmakla birlikte toprak
rengi çevresine göre bir ton daha siyah olur. Bununda sebebi insan
bedeninin de yüksek seviyede yağ bulunmasıdır.
Toprak altında
bulunan altın ve gümüş gibi metaller atmosferdeki 15 ile 27 derece ıssı
seviyesinde doğal olarak ısınacak ve genleşecek ısınma ve genleşe ile
doğal olarak yaydığı manyetik alanı da aynı yönde açığa çıkacaktır.
İletkenliği çok yüksek olan altın,sıcaklığın etkisi ile elektronlarında
büyük ölçüde bir hareketlilik olacaktır, bu hareketlilik sonucunda
manyetik dalgaları sıkışarak toprağın en zayıf yerinde atmosfere dağılma
yapacaktır. Elektronların genleşmesi ile meydana gelen manyetik üst
seviyede bir sıkışma meydana getirecektir. Sıkışma ve sürtünme olayında
ateşlenme olayı da gerçekleşebilir. Bu nedenle ot ağaç gibi bitki
örtüsünün toprak altındaki damarlarını zayıflatıp çevresine göre erken
sarmalarına neden olacaktır, eğer sıkışma ve sürtünme fazla ise o yerde
bitki örtüsü kalmayacaktır. (Definecilerin hava ısısının 15 ve üzeri
derecelerde detektörle arama yapmaları daha avantajlıdır. dedektörlerle
sadece toprak yüzeyindeki metaller bulunabilir. Fazlası için
dedektörler iş yapmaz umutlanmayınız.)
Defineci çıplak gözleri
ile doğayı iyice gözlemlemelidir, arazının insan yaşamına elverişli olup
olmadığına kanaat getirmeli, dikkatini aşağıda sırladığımız unsurlar
etrafında yoğunlaştırıp araştırmaya başlamalıdır.
1- Harabe
yerleri (Ören yerleri Gömü mezar ve muhtelif objeler bulunmakta ve sit
alanı içinde olup yasal olmayan tahribattan kaçınalım)
2- Yığma
tepeler (Tümülüs ve Höyük yapılarıdır. Muhtelif gömü ve objeler
bulunmakta Yasalarımıza göre sit alanıdırlar tahrip etmekten kaçınalım.)
3- Çeşme veya pınar gibi su kaynakları çevreleri ( Gömü bulunabilinir.)
4- Üzerinde işaret resim veya sembol bulunan kayaların çevresi (Geneli Mezarlarıdır, içinde muhtelif mezar hediyeleri bulunur.)
5- Çeşitli medeniyetlere ait mezarlık alanları ( Mezar hediyeleri bulunur)
6- İnsan yaşantısına uygun mağara önleri (Gömü bulunabilir, yaşayan insanlara ait muhtelif araç ve gereçler ele geçirilebilir.)
7- Dini yapılar ( sebep ne olursa olsun saygılı davranmak gerekir İnancımızın gereğidir. )
8-
Çakıl yığınlar ( Büyük çakıl yığınları Roma dönemine ait tümülüslerdir,
ufak olanları yine mezarlardır, bir çoğunda mezar hediyesi
bulunmamaktadır.)
9- Şelale arkaları: Önemli bir araştırma alanıdır, mezar ve gömü bulunmaktadır.
10- Kale surlarının önleri: muhtelif sikke, savaş malzemesi bulunur.
11-
Halk arasında define var olduğu söylentisi olan alanlar ( Yakın tarihe
aittir, sabit ve kalıcı olan yüzey unsurları üzerinde durulmalı)
12-
Köprü ayakları: Değerli arkadaşlar definecilik alanında faaliyet
gösteren bir site bu tür bilgi vermektedir, sakın bu bilgiye uyup hiç
bir tarihi yapıyı, köprüyü hanları ve sairleri define arama uğruna
yıkmaya, tahrip etmeye yönelmeyelim. Yanlış ve art niyetli bir
bilgilendirmedir. Hiç bir insan deli de olsa bile gidip su yatağına
yada köprü ayağına altınlarını gömmez akıl işi değil. Lütfen itibar
etmeyelim.
Şunu unutmayalım insanlar yaşadıkları yerlerde
mutlaka bir kalıntı bırakmışlardır, bırakılan çeşitli kalıntılar
zamanında yaşamış insanlar hakkında bilgi verir,
Define bu
alanlar içinde olduğuna dair Arkeoloji bilimi ispatlamıştır. Başka
yanlış yalan ve dolandırırcıların peşinde gidip zaman ve paranızı ziyan
etmemenizi tavsiye ederiz.
Önemli: Yasal izin almadan kazı işlemine kalkışmayınız.
Bir Figüranın Gömü Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Ülkemizde
hemen hemen her bölgede kayalar üzerine yontulmuş değişik şekillerde
figürler,izler, çizgiler, yazılar ve canlılara ait resimlere rastlamak
mümkündür. Bu şekilde geçmiş medeniyetlerin bıraktıkları bu izlerin ne
anlama geldiği merak edilmiş yıllarca araştırılmış, tartışılmış bazıları
hakkında bir takım kanaate varılmıştır. Bu medeniyet izlerinin hepsi
define yada gömü gibi anlamak yorumlamak yanlıştır. Bunların bir çoğu
define değildir. bizi ilgilendiren konu bunlardan hangileri direkt
olarak gömüyü gösterir olanıdır. Unutmayalım ki gömüyü yapan insan
kendisinden başka birinin bu gömüyü alma imkanı olmasın, kendi açısında
rahat ve kolay olsun, işaret dediğimiz bu tür düzeneklerin yapım mantığı
budur. O zaman bu işaretler nasıl çözülecek? sorumuza aşağıda kısaca
cevap vermeye çalışacağız.
Öncelikle aşağıdaki konulara dikkat edelim!
1- İşaretin bulunduğu bölge yaşamaya elverişli ve yaşanmış olduğuna dair kalıntı ve izler olması,
2- İşaretin yapıldığı kaya iri yerli sabit olması,
3- İşaretin oyma yada kabartma olması,
4- İşaretin derin kalın biçimde yapılmış olması,
5- Aynı alan içerisinde manalı bir bağlantı ile birden fazla olması,
6- İşlendiği kayanın bir çok afetlere karşı dayanıklı sağlam olması
7- İşaret yapılan kaya su yatakları kenarında olmamalı (kimse su kenarlarına gömü saklamaz)
Bu niteliği taşıyan işaretler gömü olma ihtimali yüksektir. Bu özellikleri taşımayan figüranlar üzerinde durup uğraşmayalım.
İşaret
çözümünde öncelikle tarihi bilgimizi yoğunlaştırmak, işaretin bulunduğu
bölgenin tarihini öğrenmek, yapılan figüranın özelliklerini
bilmek(örneğin bir yılan yılanın özellikleri birer ip ucudur) işaretin
bulunduğu doğal coğrafyaya aykırı, çukur,tümsek,işaretli kaya gibi
unsurları değerlendirmek, En önemlisi arkeolojik metotlara baş vurarak
çözüm yollarını aramakla sonuca varılır.
Kim Gömdü?
Gömüyü
kimin gömdüğü konusunun bilinmesinde fayda vardır. Bu konuda herkes
bir şeyler söyler yazarlar. Bunların iyi bilinmesi varlığın bulunması
ve alınması zorluklarının bilinmesinde vardır. Definenin gömülüğü
uygarlık ve kültürlere, zaman süreçlerine gömülme mevsimlerine ve hatta
gece veya gündüz gömülmesine göre farklılık vardır.
Her gömü aynı
olmadığı gibi tuzak ve aldatmacalar, iz ve işaretleri de farklı
olabilir. Kazıya başlamadan önce bu konunun iyi etüt edilmesinde fayda
vardır. Gömü veya define hangi çağda yıllarda gömüldü ise o çağın
kültürel yapısını incelemek, gömen şahıslar bazında kim gömdü ise ona
göre fikir yürütmede fayda vardır.
1. Savaşçılar: Fethe gidenler
yol üstünde mevcut yerleşim yerlerinden topladıkları ganimetlerin
hepsini götüremeyeceğinden belli noktalara sonradan gelip almak şartıyla
kimsenin bulamayacağı belli noktalara gömmüşler ancak birçoğu geri
gelinip alınmamıştır.
Gömen savaşçıların kültürel yapısı çok
önemlidir. Örneğin Araplar ile Avrupalı savaşçıların gömüleri iz ve
işaretleri ile tuzak ve aldatmacaları farklıdır. Buralarda özellikle
tuzaklara çok dikkat edilmesi gerekir. Bir savaşçı gibi düşünmelisiniz
ona göre hareket etmelisiniz.
2. Korsanlar: Kara veya denizde
mevcut çete ve korsanları bölgelerinden topladıkları ganimetleri
kendilerinin kolay sizin zor bulacağınız bir şekilde gömdüklerini
biliniz.
- Korsanlarda savaşçılar gibi hazinenin kolay alınmaması
için çok fazla tuzakla hazineyi beslerler. Bu uzakları anlamak
gerçekten zordur. Anlık hayallere kapılmayıp tuzakları uzman kişilerce
aşılmasında fayda vardır. Boşuna riske girilmemelidir.
- Burada
önemli olan siz kendinizi onun yerine koyarak "Ne Yapar" sorusunu
kendinize sorunuz. Nereye gömer ve nasıl iz ve işaretlerle nasıl tuzak
ve aldatmacalar hazırlar. Sorusu önemlidir. İyi bir makine, iyi bir
uzman etüdü ile kanunu arkanıza alarak problemleri teker teker aşınız.
Riske girmeye hiç ama hiç gerek yoktur.
- Korsanların yıllar
sonra bu hazineyi alacağı değerlendirerek belli iz ve işaret koymaları
şarttır. Bu iz ve işaretleri iyi tahlil etmek gereklidir.
-
Korsanların iz ve işaretleri savaşçılarınkinden farklılıklar gösterir.
Korsanlar genelde su, güneş ve denizden kara görüntülerini kullanırlar.
Bu konu işaretler bölümünde detaylıca incelenecektir.
3.
Dönemin Yöneticileri: İşgallere karşı hazinelerini korumak veya
çocuklarının yeniden iktidar veya krallık kurmaları için gerekli
finansman çok gizli bir yere konularak gelecek için yatırım
yapmışlardır. Bu hazinenin çok planlı ve iyi bir yere saklamalıydılar
ki uzun yıllar boyunca kimse ulaşamasın.
- Burada önemli olan
yine "Ben olsam nereye koyardım" sorunsudur. Bu kişiler akıllı, kurnaz
ve planlı çalışan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Etüdü iyi yapıp
gözden hiçbir şey kaçırılmaması gerekir. Belki siz çözemezsiniz ancak
çözülmeyecek define etüdü olmadığı unutulmamalıdır.
- Yönetim
kargaşaları ve iktidar mücadeleleri sonucundaki çekişmelerden kendini
garanti altına almak, ailesi ve kendisi için iyi bir yerde kendi ve
ancak birkaç kişinin bildiği bir miktar hazineyi sigorta olarak koymak.
-
Burada unutulmayacak bir şey vardır. O da çaresiz kalmaktır. Çaresiz
insanların gömü yaparken gözönüne alabilecekleri tehlikeleri anlatmaya
gerek yoktur. Çünkü "kedinin kuyruğuna basarsınız tırmalar" atasözünü
anımsayınız. O anda o kadar çaresiz olabileceklerini unutmayınız.
4.
Şahsi Gömüler: Buradaki gömüleri istediğiniz kadar
sınıflandırabilirsiniz. Önemli olan hazineyi düşünmenizdir. Şahsi
gömüleri bulmak çok kolay diğerlerine göre daha risksiz ancak değer
bakımından diğerlerinden daha fakirdir.
Bir insanın serveti ile
bir savaşçı, korsan, kral, bey, ağa vs. serveti karşılaştırılamaz.
Şahsi servetlerin bir bölümünü ele alıp inceleyelim.
a. Din
adamları: Papaz ve haham ağırlıklı olmak üzere elde mevcut hazinenin
diğer dinlerdeki insanların eline geçmemek için tekrar alınmak üzere
akıllı ve planlı bir şekilde gömmeleridir. Bu durum genelde savaş,
istila, korsan-çete baskını, önceden tahmin veya duyum, iç çekişmelerden
kaynaklanır.
Bu insanların dönemin akıllı, kurnaz ve alim
sayılan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Bu durum hazinenin alınma
şartlarını ağırlaştırır.
Böyle kişilerin hazinelerini ele
geçirmek için ilgili dinde mevcut işaret ve kültürel değerleri iyi
tahlil etmek gerekir. Anlatılmak isteneni iyi anlamak gereklidir. Aksi
takdirde çalışmalar boşa gidecektir.
b. Göç: Kendi istekleri
veya zoraki göçe tabi tutulan köy veya kasabalılar bütün mallarını
yanında götüremeyecekleri için oturup titizlik içerisinde hazineleri
toplu olarak gömmüşlerdir. Buradaki amaç tekrar geri döndüklerinde bu
hazineyi alıp tekrar eski yaşantılarına dönebilmeleridir. Bunların
büyük bir bölümü tekrar geri dönmemişlerdir.
- Bütün halkın
hazinesi tek bir yerde toplanıp gömülmesi düşünülemez. Parça parça ama
önemli büyüklükte olmalarıdır. Bu gibi definelerde gömünün hediyesi
sizi yanıltmasın. Etüdünüzü iyi yapmalısınız.
- Burada dikkat
edilmesi gereken siz olsaydınız hazineyi tek bir yere mi gömerdiniz.
Bence hayır 3-4 parça şeklinde gömerdim. Bunların bulunma olasılığı
daha düşüktür. Biri bulunursa diğerleri bulunamaz. Şeklinde
düşünürdüm. Ama mutlaka hediyesi yanıltıcı çalışmalar ve tuzaklarla
gömüyü beslerdim. Paramı kolay kolay kimseye yar etmezdim.
c.
Yaşlı insanlar: Bir hayat boyu çalışıp uğraştıktan sonra yaşlanan
insanlar eğer çocukları yoksa eldeki değerli eşyalarını kimse bulamasın
diye saklamalarıdır. Bu hazineler genelde küçük ölçekli olup şahsi eşya
ve paralarından ibarettir.
Genelde ev, işyeri, bahçe, tarla,
ahır veya kuyularına gömerler. Tuzak ve aldatmacası azdır. Genellikle
tarihi ve kültürel değer açısından önemlidir.
d. Ölülere saygı:
Eski dönemlerde kültür değerleri içerisinde ölü ile birlikte değerli
eşyalarını da beraberinde gömmek vardır. Buradakiler şahsın şahsi
eşyaları ve paralarıdır. Önemli bir şahsiyet değilse genelde ufak tefek
şeyler gömerlerdi. Buralarda kayda değer eşyalar genelde olmaz.
-
Mezarlar önemli yerlerdir. Hazine var diye mezarla kazılmamalıdır.
Çünkü hangi mezarda hazine olduğu belli olup, orada da ölü yoktur.
- Burada yapılacak kazılarda kesinlikle izin alınmalı ve kanuni yapılmalıdır. Doğada mevcut güzellikler bozulmamalıdır.
- Mezar kazıları iyi etüt edilmedi ise kesinlikle yapılmamalıdır. Etüt edilemiyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Hazine
veya defineyi kim gömerse gömsün iyi etüt edilerek risksiz çıkarılacağı
bilinmelidir. Önce araştırma (yapılamaz ise uzmana başvurulmalı),
sonra makine (maden analizinden arazi özelliklerine, doğal veya yapay
durumuna), sonra kanuni izinle hazine rahatlıkla çıkarılıp zengin
olmamak mümkün değildir. Ama önemli olan akıllı hareket etmektir.
Profesyonelce davranmaktır.
10 Altın Kural
Definecilikte kullanılana 10 altın değerindeki kurallar
1- Ön araştırma ve kazı işlerinde arkeolojik metodlardan faydalanmak.
2- Toprak yapı ve katmanlarını tanımak için Jeolojide faydalanmak
3-
Ele geçen eserin hangi çeşit madende yapıldığını yada hangi kıymetli
taş kullandığını anlamak için Madencilik Dalında faydalanmak.
4- Araştırma ve kazı maliyet bilançosunu çıkartmak
5-
Gerek kayalardaki figüranlarda gerekse elde edilen tarihi eserleri
tanımak için Sanat Tarihi ve Medeniyetler Tarihinde faydalanmak.
6- Kazı bir amelyata benzer, toprağı nejterlemeden önce yüzeysel verileri iyi bir şekilde tahlil etmek.
7- Sonuca daha erken ulaşmak için teknoloji kullanmak.
8-
İşaret, figüranlar alfabe ve matematik kurallarında oluşur.
İşaretlerini dilini öğrenmek uzunluk derinlik ölçümlerinde matematiğin
uzunluk birimlerinde, Kaya mezarları, tümülüsler, şahıs gömüleri bir
takım kuralları çözmek için geometride faydalanmak.
9- Halk biliminde faydalanmak
10- Antik toplumların dinsel ve etnik yapılarını hareketlerini öğrenmek için Dinler Tarihinden faydalanmak
Halk Bilimi
Toplumumuzda
birçok efsaneler anlatılır. Bu efsaneler içinde define, gömü gibi
unsurlar konular işlenir. Eşkıyalar ve Ermeni göçünde Ermenilerin
sakladıkları paralar hakkında uzun uzadıya konular anlatılan hikâyeler
duyarız dinleriz. Öncelikle bu tür anlatımların abartmalı olduğunu
vurgulayalım. Ancak bu abartılar içinde gerçekleri de gözde kaçırmamak
gerekir" ateş olmayan yerde duman olmaz" mantığını göz ardı etmemek
gerekir. Burada yanlış olan şey abartmalardır.
Öncelikle
yapılması gereken şey hikayeyi sonuna kadar dinlemek, hikayeye konu olan
bölgeyi gömü hakkındaki anlatılan detayları not etmek, daha sonra köz
konusu bölgeyi tespit etmek notumuza düştüğümüz unsurları bulmak
olacaktır. Bulacağımız herhangi bir iz konunun doğru olduğuna dair
gösterge olacaktır.
Ayrıca bir bölge veya alan hakkında yapılan
anlatımlar Örneğin; falan yerde bir zengin yaşamış, bir tek kızı varmış,
kızı genç yaşta ölmüş, falan yerde geçen yolun kenarına mezarını
yapmışlardır... Falan yerde bir evliya yaşarmış, giderken falan yerdeki
kayaya oturmuş... Falan yerde günlerce savaş olmuş şehitleri şurasında
yatar. ... Falan yerde kızlar oyun oynarmış ... Şeklinde bir çok
hikayeler anlatılır. Bu anlatımların kaynağı halktır. O yörede
kuşaktan kuşa aktarılan yazılı olmayan kaynak teşkil ettiğini
unutmamamız gerekir. Definecinin yapması gereken şey anlatılan bölgeyi
bulmak bu bölge üzerinde bulacağı tüm unsur üzerinde detaylı olarak
çalışmaktır.
Şunu da unutmamak gerekir. Tarihine uymayan ve
günümüzde türbe diye bilinen yerlerin çevresi araştırmaya konu olacak
yerlerdendir. Örneğin X isminde bir şahıs da bahsedilir, o şahsın
Anadolu'da yaşadığına dair hiçbir iz yok tarihi kaynak yoka o şahsın
asıl türbesi Bağdat Şam gibi şehirlerde olduğunu tarihi kaynaklar
anlatır. Anadolu'da bu tür yerler oldukça çoktur. Öncelikle bu tür
yerlerin ne olduğunu hakkında bilgi toplamak için önce o mekanın görmek
bu yapıtın taş işçiliğini, yapım tekniğini, varsa kitabesindeki yazıyı,
dikkatlice incelemelidir. Bu tür hikayeler Yunan-Roma ve Ermeni
yapıtları olduğu bir çoğunda ermeni gömüleri olduğu bir çok çalışma ile
tecrübe edilmiştir.
Defineciler hayal-kurgu çalışma ile bu tür yerlerdeki definelere ulaşması mümkün görülmemektedir.
Jeofizik
Tarımsal
etkinliğe ve doğa Afetlere uğramamış üst tabakaların üzerinde binlerce
yıl geçse dahi insanın orijinal tabakalara bıraktıkları iler kaybolmaz.
Ancak bu durum tepe eteklerinde ve yoğun bitki örtüsüne sahip alanlar
için ilk bakışlarda insan izlerini bulmak mümkün olmayabilir, bu sorunu
jeofizik yöntemlerle sonuç alınabilir.
Bir röntgen çekilişini
andıran planlı çalışma ile sonuca erken gidilir. Bu nedenle araştırmaya
tabi tutulan alanın değişik yönlerden resimlenmesi,alan içinde en ufak
bir ayrıntının gözde kaçırılmaması,toprak katmanları hakkında bilgi
edinmek için 50X50 Cm genişliğinde 50-100 Cm derinliğinde KLAVUZ SONDAJ
çalışması alan hakkında net bilgiler verecektir.
İster yüzey
isterse kılavuz sondajlardan elde edilen bilgiler birer sözlük ve
kılavuz niteliğini taşır. Sözlük anlaşılır olmadıkça da hakkıyla
kılavuzluk yapmayacağı kesindir.
Kılavuz sondajların yanları 90
derece dik olmasına itina gösterilmelidir. Kılavuz sondajlar bir Girit
plan (plan kare) kazı sisteminde çapraz atlama şeklinde olmalıdır.
Şöyle ki; kazı alanımızı 100 metre kareye indirdik. Bu alana 2x2 metre
Aralıkla 50X50 cm şeklinde kareler oluşturup, bu oluşan kareleri in
alana göre çaprazlama şeklinde olacaktır. Her açılan kılavuz sondajda
elde edilen bilgiler kaydedilecektir. Böylece hem yüzeysel hem de
kılavuzlardan elde edilen bilgiler birleştirilip değerlendirmeye tabi
tutulacaktır.
Kılavuz sondaj sistemi insandan alınan kan örneğine benzer tüm vücut hakkında bilgi verir.
Araştırma alanı zemini ana kaya ise, elimize 2 kilogramlık balyoz alıp, anakaya ya vurup yankılarını dinlemeliyiz.
Önemli
nokta alanımız içinde birbirine yaslatılmış iri kayalar olabilir, bu
kayalar üzerinde yoğunlukla çalışmalıyız. Bu tür kayaların iriliği
gözümüzü korkutmasın, bunlar insan gücü ile değil hayvan gücü ile
taşınıp giriş kapatılmış olabilir.
Bu itibarla, defineci,
dikkatli, itinalı bilimsel metodlar içinde ön araştırmasını
tamamlamalıdır. Aynen bir röntgenci gibi, araştırma alanını
röntgenleyecek, elde ettiği verileri bir laboratuar yöntemi ile tahlil
edecektir. En ufak bir ayrıntı birçok zaman başarısızlığa neden
verebilir.
Medeniyet ve Sanat Tarihinden Faydalanmak
Modern Defineciliğin olmazsa olmaz kuralarından biri de Medeniyetlerin kültür ve sanat tarihini bilmektir.
Bir
toplumun uygarlığın kültürel ve sosyoekonomik inançları hakkında bilgi
olmadan defineciliğe başlamadan, karanlıkta herhangi bir şeyi aramaya
benzer. Toplumların hareketleri hakkında bilgi edinmeden yapılan
definecilik bir cinayettir. Beraberinden büyük ölçüde tahribatı
getirir, bu tür tahribat beraberinde bir daha ulaşılması mümkün olmayan
doküman ve izi yok etmektedir. Bilinçsiz bir defineci bunun farkında
olması mümkün değildir. Zaten defineciyi hedefine ulaştıracak bir çok
detay insanın önemsemediği unsurlar olabilmektedir. Herhangi bir kaya
üzerine kazılmış bir figüranın ne anlama geldiğini ne amaçla yapıldığını
ilk bakışta anlamak için o işareti yapan insanları tanımak gerekir.
Anadolu'da
kayalara kazılmış bir çok figüran ve bu figüranlara yüklenmiş bir çok
anlatımlar bulunmaktadır. Bu tür izler geçmişin dili halindedir. Bu
dili ne olduğunu bilmeden diyaloga girmek felaketi doğurur. O
figüranlar konuşuyor, ancak senin onun lisanında anlayacak bir kulağın
ve bilgi dağarcığın olması şarttır, figüranın lisanında anlamazsan kızar
onu kırmak suretiyle susturursun. Bu susturma olayı bir cinayetten
farkı yoktur. Sana kendisini tanıtmaya çalışan bir lisanı yok etmemek
için o lisanı iyi öğrenmen gerekir.
Bu tür izlere önce sanat yönünde yaklaşılmalıdır. Sonra bu sanat eserini, izini kim bıraktı? onu öğrenmeye çalışmalıyız.
Ülkemizin
geçirdiği tarihi evrelerinde Roma-Grek kültürlerine bağımlı olarak
gelişmiştir yani inançları Hıristiyan'dır. Yaşam ve sanatlarında inancın
tüm çizgileri işlenmiştir, sanat eserlerinde genelde tanrı figürleri
çok kullanılmıştır.
Sanat tarihinde faydalanarak araştırma
alanımız içinde rastlayacağımız hrhangi bir izin kime ve kimlere ait
olduğunu öğreneceğiz. Daha sonra o toplumun yaşamla inançları ile
hareketlerini öğrenerek olayın çözümüne zemin hazırlamalıyız.
Bir
amaya (gözleri görmeyen) yürümesi ve yönünü bulması için bastona ne
kadar ihtiyacı varsa definecinin de aynı şekilde Tarih ve Sanat tarihine
ihtiyacı vardır. Yoksa, bastonsuz bir amma bastonsuz sokakta nasıl
yürüyorsa definecide aynı şekilde olur.
Yüzey Araştırma
Definecilik
ve arkeolojide kazıya başlamadan önce ilk çalışması yüzey araştırması
yapma ve bulduğu bulguları değerlendirme işidir.
İnsanlar
yaşadıkları topraklarda iz bırakırlar, orijinal doğaya yapılan her bir
müdahale bir iz bir tabaka oluşturur. Bu tabakaların üzerinde ne kadar
zaman geçerse geçsin orijinal doğaya göre farklılık oluşturur. Bu
farklılıklar aşağıda anlattığımız şekillerde anlaşılır.
Müdahale
edilmiş ve orijinali bozulmuş tabaka üzerinde yetişen bitki boyları sap
kalınlıkları, köklerin kalınlıkları orijinal tabii katmana göre farklı
olur. yumuşaktır kolay ve rahat kazılır. Yine insanlar tarafında
müdahale edilmiş kayaların yüzeylerinde oluşan yosun tabakası açık
renkli ve gençtir.
Şahıs gömüleri ve kaya mezarları direkt olarak
kaya içine yapıldığından kayaların yüzeyinde oluşan farklı tabakaları
titizlikle incelenmelidir. bu tür yerlerin sonrada kapatılan kaya
etrafında kirli beyaz yada yeşilimtırak renkte bir katman oluşur.
Yer
altına gömülen muhtelif maddenler (altın hariç) zaman içinde yanar ve
olarak gaz oluşturur, bu gaz yer yüzüne çıkmak için üst katmanları
zorlar ve katmanın zayıf noktasına sızarak atmosfere dağılır, bu tür
gazın sızdığı yerde bitki tabakası farklı olur, ya ot yetişmez, toprak
yapısı çorak gibi dir, ya erken sararır, erken kurur kurumasa bile
renkleri sarıya yakın yeşillikte olur.
Kışın karın lapa lapa
yağdığı zaman yüzeysel araştırma yapmak çoğu zaman başarıya götürür.
Toprak yüzeyine sızan gaz karın erken erimesine yada kar tutmamasına
neden olur. kar tutsa bile kendi çevresine göre geç tutar erken erir,
Doğal
tabakaya göre farklılık oluşturan her bir tabaka bulgu birer ip ucudur,
bu ip uçlarının sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesi gerekir.
Görüldüğü
gibi definecilik kolay bir iş değil,bilgi tercube ve titiz bir çalışma
ister, bu nedenle araştırma yapılan alanlar üzerinde orijinal doğaya
aykırı olan, insanların müdahalesi sonucunda oluşan katmanlara
odaklanmalıdır.
Define Arama Sistemleri
Yer altında
bulunan işlenmiş yada işlenmemiş metalleri bulmada kullanılan elektronik
yada elektronik olmayan sistemleri tek tek inceleyelim.
Elektronik Cihazlar
Dedektör
Sistemleri: Dedektör sistemleri, gaz,sıvı ve katı halde bulunan
maddeleri özelliklerine göre diğer metallerden ayırabilen elektronik
sistemlerdir. Bu sistemler kullanılacak işe ve alana göre ayrı ayrı
tasarlanır. Mayın bulmak için tasarlanmış bir dedektörle altın yada
gümüş gibi metalleri bulmanız imkansızdır. O zaman definecinin
kullanacağı dedektör geniş amaçlı bir tasarım olması gerekmektedir,
Altın, Gümüş, Bronz, Bakır, Demir gibi madenlerin yanında boşluk kemik
gibi ve hatta bu metallerin oksit gazını da tespit etmeli ve derinden
algılamalıdır.
Bu tür cihaz yer altında gelen ve bulmak
istediğimiz metalin manyetik frekansını yakalama okuma ve cinsine göre
ayırım yapabilecek şekilde tasarlanmalıdır. Dedektörlerin önemli
unsurlarından biride "toprak ayarı" dır bu yara arama başlığının
dolaştığı yerde değeri olmayan metallere yada küp parçaları içinde
bulunan metal parçalarına ait zayıf frekansları es geçme olayıdır.
toprak ayarı denilen sistem yoksa kullanıcı durmadan sinyal alacak ve
başarısız kalacaktır. Dedektör tasarımının yanı sıra kullanıcının
deneyim ve bilgi sahibi olması şarttır,
Dedektör sistemi yer
altına sinyal gönderemez, arama başlığı yeryüzüne yayılan yaklaşık 10 Cm
yüksekliğindeki Metallerin yaydığı manyetik frekanslarını yakalar. Siz
arama başlığını 10 cm den yüksek tutarsanız dedektörün yayılan frekansı
yakalama şansı ortadan kalkar. Kullanımla ilgili önemli konulardan
biride sıcaklıktır. Gün sıcaklığı 15 ile 25 derecelik ısı arasında iken
arama yapılmalıdır.
Definecilik masraflı bir hobidir bu nedenle araştırma yapmadan önce çok güzel hesaplamalar yapılmalıdır.
Unutmayın
ki dedektör defineyi bulmaz, sizin bulduğunuzu teyit eder, hedef
noktayı test eder. Bunun içinde büyük masraflara katlanmanızı tavsiye
etmiyoruz. Bulmada, size tarih bilgileriniz yardımcı olacaktır.
Alan
Tarama Sistemleri: Bu sistemler daha geniş çaplı alanı taramakta ve
nokta tespitini kademeli olarak yapmaktadır. Dedektör sistemlerinden
daha avantajlı olarak görülmektedir, dijital ekran ve metallere göre
ayırma özelliğine sahiptir, uygun tasarımlı olanları alıp kullanmanızı
tavsiye ederiz, y alırken kalite ve garanti belgesinin olmasında dikkat
etmek gerekir.
Kamera Sistemi: Definecilikte kullanılacak en
ideal sistemdir. Bir video kamere yapısında olup, iki adet yardımcı
antenle çalışan, kapalı alandaki görüntüyü ve sesi çok derinlerden
algılayan, kaydeden daha sonra bilgisayar ortamında görüntüler hakkında
değerlendirme yapma imkanı olan bir sistemdir.
Çubuk Sistemleri:
Muhtelif metallerden imal edilmiş, elde çalışan elektronik olmayan,
görünüşte basit olan bir sistemdir. Bu sistemin avantajı kadarda
dezavantajı vardır. bir çok sorunları olan bir sistemdir, Çünkü toprak
içinden binlerce çeşit mineraller var bunları yakalama yorumlama ve
ayrıma gibi bir özellikleri bulunmamaktadır. Başka dezavantajı; güneş
patlaması, kutup bölgeleri; atmosferik olaylar, yüksek gerilim hatları,
uydu araçlarından gönderilen (TV ve Cep Telefonları Gibi) bir çok
sinyaller bu sistemin sağlıklı çalışmasını büyük ölçüde etkilemektedir.
Kazı Tekniği
Kazı
öncesi yapılması gereken önemli işler, kazının amacı, kazı için
uygulanacak yöntem ve ayrıntılı bir program hazırlanması başarının temel
ilkesidir.
Kazıya; yasal, parasal ve işgücü şeklindeki sorunlar çözümlenmeden başlanmamalıdır.
Kazı
yapılacak alanın toprak ve jeolojk yapısı kazı yapan için bir kaynak
halindedir, bu kaynak yazılı bir metin nasıl okunuyorsa öyle
okunmalıdır. Çünkü toprak yapısını katmanlarını okumak bu bilgiler
tarhsel bilgi niteliğindedir, toprak katmanları iyice okunmazsa kazıda
başarı sağnmayacak kadar ciddi bir konudur. Kazıyı yapacak insanın
toprak yapısını çok iyi okuyabilecek bir tercubeye sahip olması
gerekir,böyle bir tercubesi yoksa mutlaka uzman birinde yardım
almalıdır.
Kazı işi kendi başına bir bilim dalıdır. Bu nedenle amaç, ve yöntemleri vardır.
1-
Kazılacak alan tabakası çok iyi belirlenmeli ve bulunan tüm özelliklere
programa dahil edilmek üzere kayıt altına alınmalıdır. Üzerinde belli
bir zaman geçmiş yüzey,açılmış çukur ve benzeri gibi tabakalar
insanoğlunun müdahalesi sonucunda oluştuklarında farklılık içerecektir.
İnsan tarafından oluşturulan katmanlar üzerinde ne kadar zaman geçerse
geçsin orijinal tabakaya göre yımuşak, yine orijinal tabaka bitki
örtüsüne göre farklı bir bitki örtüsüne sahiptir. İnsan tarafında
oluşturulan katman üzerinde yetişen otlar ana tabakaya göre uzun boylu
ve kökleri kalın olur. Bu imceliği ancak bu konuda uzmanlaşmış biri
tarafında fark edilebilir. Aradığınız şeyler insan tarafında oluşturlan
katman içinde olur aranacak katmanda bu katmandır. bu nedenle
katmanlar itina ile incelenmelidir. bBu yöntem kazı biliminin ana
öğesidir.
2- İnsanoğlunun müdahalesi sonucunda oluşan tabaka
içinde insan oğlunun izleri vardır. rengi yapısı orijinal katmana göre
farklılık taşır. Bu nedenle ana katmanla uğraşıp zaman ve maliyet
kaybına neden olmamak yararınıza olacaktır.
3- Tabaka katmanları aşağıda ki izlenmelidir.
A)- Zamanla en üste kendiliğinde oluşan katman
B)- Kamufle katmanı
C)- Sertleştirilmiş, çamur,kil kum yada taş gibi katman
D)- Çukur duvarları
E)- Orijinal katman (ana katman)
Kazı Ana İlkeleri
1- kazı alanı mümkün olduğunca geniş tutmak
2- Kazıyı uygun aletlerle yapmak (kepce gibi makinalarla yapmamak)
3- Yanları dik olmalı (90 derece dik olmalı)
4- Çıkan toprağın nereye atılacağı önceden belirlenmeli
5- Çıkan toprak enkazı kazı alanında en az 2 metre ileride tutulması.
6- Kazıdan önce ve sonra alan resimlenmeli,
7-
Kazı öncesi kazı alanı5x5 cm kalınlığında 40 Cm uzunluğunda kazıklar
çakılmalı ve bu kazıklara ip bağlanarak kazı alanı bir çerçeve içine
alınmalıdır.
8- Bir miktar toprak kazıldıktan sonra zemin
temizlenmelidir, çünkü bu katman insanoğlu tarafında oluşturduğundan,
gömüyü yapanın bıraktığ herhangi bir iz sizi sonuca götürebilir.
Bu
anlattıklarımız yasal izin alınmış bir kazı varsayarak anlatmış olduk,
yasal olmayan kazı yapmaktan kaçınınız. Bizden uyarılması, hayırlı olsun
Mezar Kazı Tekniği
Günümüzde
olduğu gibi eski medeniyetlerden de cesetler inançlara göre
saklanırdı. Bu saklama işi medeniyet ve inançlara göre farklılık
göstermektedir.
Bu konuda en basit mezar türü toprağa açılmış
bir çukur şeklinde, bazen bu çukurun kenarları taşlarla örülerek bir
sandık halinde olabilmektedir.
Eski medeniyetlerde ölüler bazen
yerleşim alanı içine gömülürdü, Yerleşim alanı içine gömülen cesetler
genelde odaların tabanında yer alırdı. bazende yerleşim alanı içine
gelişi güzel yerlere gömerlerdi.
Yerleşim alanları dışına yapılan ölü gömme, toplu mezarlık alanları oluşturulurdu.
Mezar
kazılarında öncelikle dikkat edilmesi gereken unsur, kazılacak mezarın
hangi medeniyete hangi din mensubuna ait olduğu bilinmelidir.
bilinmiyorsa araştırılmalıdır. Mutlaka bir kanaate ulaşılmalıdır. Bu
tür mezarlarda pek fazla değerli eşyalar bulunmaz, çoğu zaman boş
olurlar, Yani ölü armağanları olmayanlar çoğunluktadır.
Bu alanlara Kazı yapılırken mutlaka deniyimli olmak yada deneyimli birinde yardım almak kazı yapanın faydasına olacaktır.
Bu
tür kazılarda dikkatlice üstten alta doğru kazılarak inilmelidir.
kazının geniş çaplı olmasına dikkat edilmelidir. Cesede ait kemiklere
ratlanınca tam orta yerinde temizlenmeli kemiklerin kırılıp
dağılmamasına dikkat edilmeli, ölü armağanları alındıktan sonra kemikler
paketlenip en yakın müzeye teslim edilmelidir.
Mezarda
çıkabilecek içi toprak dolu kap kacak gibi eşyalar rast gele
boşaltılmamalı, içindeki toprak paketlenip incelenmek üzere iligili
müzeye teslim edilmelidir.
Yerleşim yerleri dışında toprak
üzerinde hiç bir nişanesi olmayan mezarlıkların keşfi çoğu zaman
rastlantı şeklinde olmuştur. Böyle bir rastlantı esnasında mezarlık
alanı iyice tespit edilmeli, Bunun için:
Bitki örtüsünün
farklılaştığı yerde başlanarak 5x5 cm kalınlığında 40 cm uzunluğundaki
kazıklar 1x1 metre aralıklarla çakılmalı, ve bu kazıklar ip ile
birbirine bağlanmalıdır. Daha sonra 25 MM kalınlığında darbelere
dayanıklı 150 cm uzunluğunda T şeklinde bir demir kazık ile iple
yaptığımız plan karelerine merkezine çakmalıyız. demir kazğımızın
kolaylıkla çakıldığı yer mezardır.
Bu anlattıklarımız yasal izin alınmış bir kazı varsayarak anlatmış olduk, yasal olmayan kazı yapmaktan kaçınınız.
Define Olma İhtimali Yüksek Sembollerden Bazıları
İŞARETLER:
doğada mevcut tabiat varlıkları, taşlar, mağaralar, duvar resimleri,
kayalara çizilen resim, figür ve şekiller, kaleler, manastır, kiliseler,
mezarlıklar vs. üzenine işlenen resim, şekil, figür ve işaretler
kültürden kültüre, inanç özelliklerine, zaman takvimindeki dönemlere ve
insanların yaşadıkları coğrafi bölgelere göre değişmektedir. şekiller
tek başlarına anlam vermezler. şekil, resim, figür ve işaretler
birbirlerini tamamlarlar. incelenirken mutlaka birkaç tane resim,
figür, iz ve işaret olmalıdır.
TAŞ ÇIKARILMIŞ MAĞARA: Mağaranın
içine girildiğinde karanlıksa aydınlatılmalı ve tavan veya duvarlardan
özenle kesilmiş taş var mı incelenmelidir. Kesme yolu ile taş
çıkarılmışsa mağarada bir şeylerin olabileceğine işaret eder. Ancak
bunun tuzak veya aldatmaca olduğunu iyi öğrenmek incelemek gerekir. Taş
çıkarılmış mağaranın dolu olma olasılığı çok yüksektir. Ancak tehlike
oranının da çok yüksek olduğu unutulmamalıdır. Acemice davranarak iz,
işaret ve sembolleri yok edilmemelidir.
GAZLI MAĞARA: Yer altında
ulaşılması güç olan mağaralara girildiğinde ilk dikkat edilmesi gereken
mağaranın zehirli gazla dolu olup olmadığıdır. Mağara tavanında yarasa
yuvaları varsa veya mağarada canlı hayvan yaşadığına dair izler varsa
mağarada gaz olayı yoktur. Genelde zehirlenmeler çok yavaş
gerçekleşir. Canlı hayvan yaşamamışsa mutlaka gaz maskesi ile
girilmelidir. Genelde defineciler bu gazla yavaş yavaş zehirlendiği
için hiçbir şey anlamadan ölürler. Gaz olasılığı yüksek mağaraları
havalandırarak ve gaz maskesi ile girilmelidir.
KAPALI MAĞARA:
Taş veya üzerine çizilmiş büyük yarım ‘O' harfi şeklinde veya biraz daha
oval çizgi çok yakın bölgede bir mağara olduğunu işaret eder. Ancak bu
mağaranın figürlerin çizildiği dönemde hiçbir giriş ve çıkışın
olmadığını ifade eder. Bu tür mağaralara ilk giriş mutlaka tuzaklıdır,
gazlıdır ve çok tehlikelidir.
AKREP: Akrep resimleri veya
figürleri çok çeşitli anlamlarda kullanıldığı görülmüştür. Zor ve
zahmetli işlerde görülen akrep resmi burada çok büyük bir tehlikenin
varlığına işaret eder. Özellik değirmen,havuz,mağara,kuyu,yer altı
mahzenlerinde çok sık karşılaşılır. Bütün olaylar iz, işaret ve
semboller bir bütün halinde incelenmeli tuzak mutlaka bertaraf
edildikten sonra aramalar yapılmalıdır.
BALIK: Akarsu,
göl,göletlerdeki kayalara çizilmiş çok çeşitli balık resmi ve figürleri
yakın bölgede bir hazinenin olduğunu ifade eder. Balık genel olarak
hazine olarak nitelendirilir. Balık ile ifade edilen hazinenin yerini
bulmak hem kolay hem de çok zordur. Balığın
büyüklüğü-küçüklüğü,eğimi,yönü,pozisyonu,tek-çift olup olmadığı,yanında
başka sembollerin olup olmadığı gibi konular uzmanlık isteyen işlerdir.
KÜP/KÜRZE:
Su içinde veya civarında hazinenin varlığını işaret eder. Burada
dikkat edilmesi gereken bu işaretlerin göl,ırmak veya gölet kenarındaki
figürün anlamıdır. Susuz alandakilerle karıştırılmamalıdır.
IBRIK:
Su veya gölet kenarlarındaki taşlara çizilmiş İbrik figürü su kenarında
ve genelde çizilen taş çevresinde para olduğunu ifade eder. Ama bu
para büyük değildir.
HALKA: Duvarlarda veya herhangi bir taş
üstüne çizilen halka işaretleri veya halkanın kendisi burada birden
fazla ve çok büyük tuzakların olduğunu anlatır. Halka figürleri tekte
çizilmiş olabilir bir kaç figürün arasında da olabilir. Tuzakların biri
aşılırken veya bertaraf edilirken diğer tuzakların çalışabileceğini
unutmamak gerekir. Halkanın anlam ve çeşitlerini o yerin önemi ile
eşleştirebilirsiniz.
AYAK İZİ: Mağara taban,tavan veya
duvarındaki oyulmuş veya çizilmiş ayak izinin herhangi bir yere
basıldığında mekanik olarak çalışan bir tuzağın olduğunu ve çalıştıktan
sonra durdurulamayacağını simgeler. Basılan yer tuzakları bir tane
olabileceği gibi bir kaç tane değişik tuzakta olabilir.
DEVE:
deve resim veya figürleri çok çeşitlidir. Yürüyen,duran,ayağı
havada,kafası havada, hörgüçlü, hörgüçsüz, tek hörgüçlü,çift hörgüçlü
vs. dir. Deve belli bir hazine veya değerli eşyaları simgeler. Çok iyi
incelenmeli diğer figürlerle bir çözümlenmelidir. Develer para anlamı
taşıdığı gibi deve ile taşınabilecek eşyaları da simgeler.
ÇIPLAK
KADIN: Resim ve figürler arasında veya tek başına çıplak kadın resmi ve
bir yılanın kadının belinden başlayıp omuz başına çıkması veya hareket
edip omuz başında başının olması bu bölgede çok önemli bir kral veya
kraliçe mezarları olduğunu simgeler. Bu figürler diğer figürlerle
tamamlanıp mezarın yönünü veya yerini işaret eder.
DÜZ YILAN:
Yılan kıvrımları ve çeşitleri çok önemlidir. Zehirli yılanlar tehlike
anlamlarını da içermektedir. Ancak yılanın her kıvrımları belli bir
ölçü olarak kabul edilerek yılanın baktığı tarafta bir hazine veya
değerli bir şeyin olduğunu ifade eder.
Teknoloji Kullanımı
Modern defineciliğin teçhizat portföyünde olmazsa olmaz unsurlarında NOKTA TESPİT cihazlarıdır.
Teknolojinin
ve bilgini yoğun kullanıldığı çağımızda, definecilik alanında mutlaka
teknolojiden faydalanmalıdır. Teknolojinin avantajları yanında
dezavantajları söz konudur bu nedenle bilgi+teknoloji birlikte
kullanılmadır. Var sayalım elinizde mükemmel bir teknoloji var,
Araştırma yapacağınız araziyi tanıyorsanız, iyi seçememişseniz teknoloji
size fayda vermeyecektir, Neyi? Nerede? Nasıl? arayacağınızı bilmeniz
gerekir, Bunun için Arkeolojik ve jeofizik biliminde azda olsa bilgi
sahibi olunması gerekir.
Piyasada birden çok markaya sahip cihaz
ve dedektör satılmaktadır, biz burada marka yerine cihazların can alıcı
yönü olan tasarımda kullandıkları malzemeyi öneriyoruz, Bir nokta bulma
cihazı;dijital flaş bellekli ve bu belleğe kıymetli metallerin manyetik
frenkaslarının yazılı olanları tercih edilmelidir. aksı olan bir cihaz
sizi yarı yolda bırakır başarı sağlatmaz.
Definecilikte en ideal
arma sistemi " kamera sistemleridir" bu sistemler hem pahalı hem de
başlı başına eğitim alınmasını gerektirir, imkanları olanların bu
sistemleri mutlaka kullanmalıdırlar.
Cihaz seçiminde mutlaka
cihazların dilinde anlamak yada anlayan birinden yardım almak gerekir,
yoksa satın alacağınız cihazla dağlarda çivi ve at nalı toplamaya devam
edersiniz. Şunu unutmayınız, cihazlar gömüyü bulmaz, cihazlar sizin
bulduğunuz bir takım şüphelerinizi test eder, ve işinizi kolaylaştırır.
Cihazları
kullandığınız alan içinde herhangi bir sinyal alamdınız, ancak
araştırma alanı içinde yüzeysel olarak belirli nişaneler var, rahat
değilsiniz ve halen kafanızda soru işareti var ise o zaman alanı
fotoğraflayın, kamera kullanarak alanı kare kare kameraya kaydediniz,
elde ettiğiniz görüntüleri defalarca izleyerek çözüme gidiniz,
çözemediniz o zaman bu konularda uzmanlaşmış birilerinden yardım
isteyiniz.
En güzel yöntem Arkeoloji yöntemlerini kullanmaktır.
Kimler Nasıl Gömdü?
Gömüler bilerek, zorunlu ya da sel, deprem vb. tabii afetler sonucu yeraltında kalanlar olmak üzere düşünülmelidir.
Dini
Gömüleri: Eski uygarlıkların kilise veya benzeri tapınak
yöneticilerinin zenginlikleri bilinir. Kiliseler belli dönemlerde
Osmanlı topraklarındaki her tür bilgiyi kayıt altına almakta idiler.
Halkın zenginliği-fakirliği, toprak sahipleri, ekilen-biçilen mahsul ve
miktarları onlar için önemli idi. Osmanlı merkezi idareleriyle
metropoliten ve bağlı birimleri arasındaki bütün bölgelerin irtibat ve
münasebetleri gibi daha pek çok durum kilise kayıtları altında
bulunmaktaydı. Kiliselerin içinde çoğunlukla var olan gizli bölmeler,
papazların hem giriş çıkış noktaları ve hem de bu yerler saklama mekânı
olarak kullanılmakta idi. Dolayısıyla ani saldırı ve işgaller esnasında
bu tür belge ve paralar kaçırmaya fırsat bulunamadan çoğu zaman
bulundukları yerlerde bırakılmışlardır. Kilise gömüleri içinde çoğu
zaman ele geçen İncil ve haçlar, kilise cemaatinin bağışları olan
paralar, papazların şahsi birikimleri, kiliseye yapılan devlet ve vakıf
yardımları vb. gibi saklantılar olabilmektedir. Özellikle yukarıda
bahsettiğimiz doküman vb. Kayılı bilgiler daha ziyade papazların
evlerinde ve gizli tünellerinde olabilmektedir.
Ermeni Gömüleri:
Osmanlının son dönemlerinde ve Kurtuluş savaşı esnasında Ermeni, Yunan
ve Rumların kaçarken ya da tehcir esnasında bırakmak zorunda oldukları
para ve kıymetli eşyalardır. Çok az ve işaret yerine nirengilerle
kayıtlı olan Rum terekelerine mukabil Ermeni gömüleri, çok büyük
olasılıkla paranın yakınlarına ustaca bırakılan işaretlerle bilinirler.
Gerçekten dünyada en iyi saklama metotlarına sahip olan milletlerden
birisidir Ermeniler. Genellikle bir gömünün çevresine birden fazla ve
-çok rastlanan şekliyle- en az üç adet işaret bırakırlar.
Savaş
Gömüleri: Avrupa, Asya ve Afrika üçgeni üzerinde tarihin her döneminde
stratejik özellikleri bulunan Anadolu toprakları, sayılamayacak pek çok
cazibesi sebebiyle birçok kavmin ilgi odağı olmuştur. Üzerinden
asırlarca pek çok ordunun geçtiği bu topraklarda aynı zamanda pek çok
savaşlar yapılmış, sayısını bilemediğimiz uygarlıklar kurulmuştur.
Savaşların
yapıldığı bir coğrafyada elbette ki soygunlar ve gasplar en doğal olan
şeylerdir. Bir köyden, kasabadan, şehirden işgal gücü olarak geçen
orduların askerleri yaptıkları talan ve soygunlardan elde ettikleri
ganimetleri gidecekleri ileri merhalelerde yanlarında taşıma imkânına
sahip olamayabiliyorlardı. Çıktıkları savaş yolculuğundan geri dönerken
almak üzere muhariplerin belli noktalara yaptıkları gömüler
Anadolu'muzun pek çok yerinde mevcuttur.
Bu tür gömüler
soygunların yapıldığı yerleşim bölgelerinin hemen en yakınındaki uygun
arazi şartları içine saklananlardır. Savaşçı, elde ettiği ganimeti
önündeki uzun yolculuğunda beraberinde taşıyamayacağı için gömme
ihtiyacı duymuştur. Bunun için de ya yerleşim bölgesinde uygun bir
noktaya, ya da yerleşimi terk eder etmez en yakın bir münasip yere
gömüsünü yapacaktır.
Şahıs gömüleri: Antik dönemlerde Bankalar
yoktu. Bu nedenle insanlar ellerindeki paralarını küp, kese, veya
benzeri şeyler işinde muhafaza ederlerdi. Burada muhafaza edilen
paralar o insanın sermayesidir, harcayacak, fazla kazancını ilave
edecektir. O zaman bu insan elindeki sermayesini götürüp bir arazide
muhafaza etmez. yaşadığı mekan içinde ya duvar yada tabana gizli bir
bölme yaparak saklayacaktır. Yerleşim alanlarından buna dikkat etmek
gerekir. Dağda ve arazide şahıs gömüsü aramak akıl ve mantık işi
değildir.
Eşkiya Gömüleri: Yaşantı olan mağara içleri ve
çevresi, Su kaynakları çevresinde gibi alanları kullanmışlardır.
Defineci arasında dolaşan eşkiyalar hakkında bu güne kadar sonuca
ulaşanı görülmemiştir.
Definecide Bulunması Gereken Araç ve Gereçler
Günümüz koşullarından definecinin kullanması gereken araç ve gereçler
1- Alan tarama cihazı.
2- Nokta tespit cihazı.
3- Kazma-Kürek
4- Balyoz-Murç-Keski
5- İp-5x5 Cm kalınlığında 40 Cm boyunda kazıklar
6- Emniyet şapkası
7- Kalın sicim ip
8- Gaz maskesi
9- Muhtelif boylarda çapa
10- Mala
11- Fırça
12- El arabası
13- Makara sistemi ve kova
14- Elek
15- El feneri
16- Pusula
Bu araç ve gereçler birlikte kullanıldığından can güvenliği ve sağlıklı bir kazı yapmayı sağlayacaktır.
Yasal olmayan hiç bir işlem yapmayınız, tüm işlemleriniz yasalara uygun olsun.